ÇOKLU BARO(N) -AV. ZÜHAL SİRKECİOĞLU DÖNMEZ

1323

Nisan ayı sonuydu, karantina günlerindeydik. Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nın sözleriyle ilgili basın açıklaması sonrasında, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, baro ve meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Barolar ve meslek örgütleri değişikliğe karşı olduklarını açıkladılar. Herkes seçim sistemi ile ilgili değişiklik geleceğini bekliyordu; zira daha önce de seçim sistemi değiştirilerek barolar üzerinde iktidar vesayeti kurulmasına yönelik hazırlık üzerinde çalışılmıştı. 2014 yılında hazırlanmış olan Avukatlık Kanun Taslağı, barolarca kabul görmemiş ve bakanlık da vazgeçmişti. Ama Cumhurbaşkanlığı (CB) sisteminde bakanlıkların kanun tasarısı hazırlaması gibi bir şey yoktu ve aslında Adalet Bakanı da bu işe pek gönüllü değildi.
Bugün yarın kanun teklifi Meclis’e gelecek derken kimse teklifi görmedi, görüş vermedi. Kendilerinden görüş dahi alınmayan yasa değişikliği hazırlığı karşısında baro başkanları eylem planı oluşturma kararı aldı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, bazı baro başkanlarının başlattığı yürüyüşe ilişkin, “Şu anda açıklanan bir teklif yok, hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz, teklif ortaya çıktıktan sonra herkes eleştiri ve öneri yapabilir. Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar” dedi.
Ve sonunda “Avukatlık Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” MHP ve AKP tarafından imzalanıp 30 Haziran Salı günü Meclis Başkanlığı’na teslim edildi. Öyle anlaşılıyor ki teklif metninden Bakan’ın dahi haberi yoktu. Teklifin özü ise 1969 tarihli Avukatlık Kanunu’nun bir ilde birden fazla baro kurulması üzerine uyarlanmasıydı. Yani seçim sistemiyle ilgili değildi ve zaten çoklu baro sisteminde nispi temsile gerek de yoktu. AKP ters köşe yapmış, hukuk düzenini çok farklı mecralara taşıyacak bir metin çıkarmıştı.
Böyle bir yasanın uygulamaya geçmesiyle birlikte avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde asgari 2 bin avukatla bir baro kurulabilecek. 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle avukat sayısı 5 bini aşan 3 il var. İstanbul’da 23 Ankara’da 8 ve İzmir’de 4 baro kurulabilecek. Avukat sayısı ne olursa olsun her baro Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) üçer delege gönderecek ve her 5 bin üye için bir delege seçilecek.
Bu düzenleme tabii ki çok büyük sorunlar getirir ve sonuçta yargının savunma ayağının örgütü olan barolar bir tür siyasi ve ekonomik pazara dönüşür. Bu kadar kötü bir düzenlemeye karşı çıkıyoruz, istemiyoruz, ancak gerek iktidarın engellemeleri gerek etkili olamamak, binlerce avukatı Meclis’e taşıyamamak gibi güçsüzlüklerimiz nedeniyle teklif Meclis’ten geçerse, tıpkı yüzde 49’un istemediği başkanlık sistemindeki seçim yarışında olduğu gibi bu yeni düzenlemeye ayak uydurma yarışında olacakları düşünmek bile üzücü. Bu arada 2014 yılında kabul görmeyen tasarıdaki avukatlık hizmetini ticarileştiren düzenleme de çok rahat geçecektir. Şimdilik sesini çıkarmayan gizli “baronlar” da bunu bekliyor…